Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

yerinden oynamak

  • 1 подаваться

    несов.; сов. - пода́ться

    он нажа́л плечо́м, но дверь не подала́сь — yüklendi, ama kapı yerinden oynamadı

    толпа́ подала́сь в сто́рону — kalabalık yana çekildi

    3) разг. ( отправляться) gitmek

    Русско-турецкий словарь > подаваться

  • 2 сдвигаться

    несов.; сов. - сдви́нуться

    так мы почти́ не сдви́немся с ме́ста — bu gidişle bir arpa boyu yol gidemeyiz

    те́сно сдви́нуться — sıkışmak

    ••

    де́ло не сдви́нулось с ме́ста — iş yerinde sayıyor

    Русско-турецкий словарь > сдвигаться

  • 3 смещаться

    несов.; сов. - смести́ться
    yer(ini) değiştirmek, yerinden oynamak; kaymak

    цикло́н смеща́ется на за́пад — siklon batıya kayıyor

    ••

    центр борьбы́ смеща́лся в други́е стра́ны — savaşımın merkezi başka ülkelere doğru kaymaktaydı

    Русско-турецкий словарь > смещаться

  • 4 двигаться

    hareket etmek,
    devinmek; ilerlemek,
    yürümek; oynamak,
    kımıldamak
    * * *
    1) hareket etmek, devinmek, hareket halinde olmak / bulunmak; yürümek; ilerlemek ( вперёд)

    су́дно дви́галось ме́дленно — gemi yavaş yol alıyordu / ilerliyordu

    е́сли дви́гаться с тако́й ско́ростью... — bu hızla yürünse / seyredilse...

    наконе́ц дви́нулась и э́та диви́зия — nihayet bu tümen de harekete geçti

    2) в соч.

    вре́мя дви́жется вперёд — vakit ilerliyor

    э́то де́ло совсе́м не дви́жется — bu iş yerinde sayıp duruyor

    3) oynamak, kımıldamak

    не дви́нуться с ме́ста — yerinden kımıldamamak

    стре́лка не дви́жется — ibre oynamıyor

    ••

    дви́гаться по слу́жбе — ilerlemek, terfi etmek

    Русско-турецкий словарь > двигаться

  • 5 пошевелиться

    сов.
    kımılda(n)mak, oynamak

    он да́же не пошевели́лся — yerinden kımıldamadı bile

    Русско-турецкий словарь > пошевелиться

См. также в других словарях:

  • yerinden oynamak — 1) yerinden ayrılmak 2) coşkulu, gürültülü, karışık bir zaman yaşamak Sol cenah uzun ve merhametsiz gülleler altında yerinden oynuyor. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalbi yerinden oynamak (veya fırlamak) — yüreği yerinden oynamak En hafif bir hareketi kalbimizi yerinden oynatmaya yeterdi. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreği yerinden oynamak — birdenbire heyecanlanmak veya korkmak Odanın içinde birdenbire kızılca kıyamet kopmasın mı zavallı halamın yüreği yerinden oynamış. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yer yerinden oynamak — 1) bir iş çok gürültülü ve telaşla yapılmak 2) bir olay toplumda büyük tedirginlik yaratmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yürek — is., ği, anat. 1) Kalp 2) Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül Fazıla Hanım ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. S. F. Abasıyanık 3) Kupa (I) 4) mec. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret Bu iş yürek ister. 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sallanmak — nsz 1) Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamak Dişi sallanıyor. Masa sallanıyor. 2) Bir şey belli noktasından bir yere bağlı kalmak şartıyla, o noktanın iki tarafına aynı doğrultuda ve sürekli olarak gidip gelmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»